Cerrahi Kliniği

Günümüzde gelişen diş hekimliğinde diş çekimi minimum seviyeye inmiştir, sadece kökü ağızda kalan dişler bile tedavi edilerek ağızda tutulabilmektedir. Bunlara rağmen ağızda tutulamayan dişlerin çekimi, 20 yaş dişleri, ortodontik çekimler cerrahi kliniğimizde gerçekleştirilir.

Diş Çekimi Nedir?

Diş çekimi, dişin kemikteki soket denilen yuvasından uzaklaştırılması işlemidir.

Uygulama Nasıl Yapılır?

İki tip diş çekimi vardır, basit ve cerrahi diş çekimi… Basit diş çekimi ağız içinde görünen dişlerin çekiminde kullanılan tekniktir. Lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Basit diş çekiminde, diş bir alet yardımı ile tutulur. Diş çekilmeden önce ileri-geri hareketler yapılarak gevşetilir. Bu hareket bazen diş ve dişeti arasına giren bir alet yardımı ile yapılabilir. Böylece diş en az travma ile çekilir. Cerrahi çekim ağız içinde rahatça görülemeyen, dişeti sınırında kırık olan ya da sürmemiş dişlerin çekiminde kullanılan tekniktir. Bazı durumlarda dişin üzerinde kaldırılması gereken kemik bulunabilir. Çekilecek diş bölümlere ayrıldıktan sonra çıkarılması gerekebilir. Bu durumlarda da cerrahi çekim uygulanır. Normal çekimde olduğu gibi lokal anestezi ile işlem yapılabilir. Dişe ulaşabilmek için dişetinin açılması gerekir.

Yirmilik Dişin Çekilmesini Gerektiren Haller Nelerdir?

  • Çürük
  • Dişeti hastalığı (Perikoronit)
  • Basınç ağrısı
  • Ortodontik sebepler
  • Protezle ilgili sebepler
  • Kist oluşumu

Akut-Aktif Enfeksiyonun Olduğu Durumlarda (Perikoronitis) Diş Çekilebilinir mi?

Genellikle hayır. Enfeksiyonun var olduğu bir durumda müdahale edilirse enfeksiyon çevreye yayılır, yaranın iyileşmesi geç ve güç olur. Lokal ağız hijyeni, antibiyotikler ve bazen de karşı çenedeki yirmilik dişin çekimi ile enfeksiyon kontrol altına alınır.

Diğer Diş Çekimlerinden Farklı Mıdır?

Yirmilik dişinin konumuna, şekline ve boyutuna bağlı olarak, uygulanacak işlemin zorluk derecesi değişir. Hafif bir şişlik, ağrı ve kanama olabilecek basit çekimler ya da daha özel işlemler gerektiren kompleks çekimler uygulanabilir. Diş hekiminizin alacağı önlemler ve tavsiyeleri, yan etkileri minimalize eder.

Bu çekimi takiben ‘dry soket’ denen bir iyileşme bozukluğu yaşanabilir. Çekim boşluğunda kan birikmez ve ağrı da gelişebilir. Birkaç gün içinde durum düzelir. Ayrıca diş hekiminin tavsiyelerine uyulduğu takdirde bu olayla hiç de karşılaşılmayabilir.

İleri yaşlarda kemik yapısı yoğunlaştığı ve esneklik azaldığı için çekim zorlaşır, iyileşme yavaşlar.

Operasyon Sonrası Bakım

Yara yeri kurcalanmamalıdır. Yoksa ağrı, enfeksiyon veya kanama gelişebilir. İlk 24 saat boyunca o taraf ile çiğneme yapılmamalıdır. 

İlk 24 saat sigara içilmemelidir. Çünkü sigara kanamayı arttırıp iyileşmeyi bozar. Tükürülmemelidir. Yoksa kanama artar ve pıhtı yerinden oynayabilir. 

Kanama kontrol edilmeli. Eğer dikiş atılmamışsa steril gazlı bezle tampon yapılmalıdır. Pıhtı oluşumu için tampon yarım saat ağızda tutulmalı. Tampon alındıktan sonra kanama devam ediyorsa yeni bir tane konmalıdır. 

Şişkinliğin kontrolü için: Operasyon sonrası bölgeye soğuk bir tampon uygulayarak dolaşım yavaşlatılabilir ve yüzün şişmesinin önüne geçilebilir. Uygulama şöyle olmalıdır: 20 dakika soğuk tampon-20 dakika ara-tekrar 20 dakika soğuk tampon şeklindeki periyotlarla devam edilir. 

İlk 24 saatten sonra her 2 saatte bir ılık tuzlu suyla ağzı gargara yapmak gerekir. Karışım 1 bardak ılık suya 1 çay kaşığı tuz koymak suretiyle hazırlanır.

Tedavi Sonrasında Yapılması Gerekenler

Normal çekimden sonra çoğunlukla rahatsızlık olmamaktadır. Nonsteroid anti-inflamatuar ilaçların birkaç günlük kullanımı ya da ağrı kesici kullanımı gerekebilir.

Cerrahi çekimler daha komplike oldukları için ağrıya neden olabilirler. Çekim sırasındaki zorluğa bağlı olarak sonrasında yaşanılacak rahatsızlığın belirtileri ve süresi değişir. Cerrahi çekimden birkaç gün sonra ağrı ortadan kalkar.

Çekim sonrasında bölge dikişler ile kapatıldıysa işlemden bir hafta sonra bu dikişlerin alınması gerekir.

Operasyondan sonra tükürmemelisiniz, pipet kullanmamalısınız ve sigara içmemelisiniz. Bunlar kanamayı arttırarak, daha önce dişin olduğu delikte operasyondan sonra oluşan kan pıhtısının bozulmasına neden olur. Böylece tüm çekimlerin % 5’inde oluşma ihtimali olan alveolit denen kuru kemik iltihabı oluşabilir. Sigara kullanan kişilerde, doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda ve alt çene dişlerinin çekimlerinden sonra alveolit oluşumu artmaktadır.

Kök Rezeksiyonu Nedir?

Üç köklü üst büyük azılarda olduğu gibi fazla sayıda kökü olan dişlerin tek kökünün uzaklaştırılması işlemine kök rezeksiyonu denir. Bazı vakalarda, uzaklaştırılacak olan kökün desteklediği kuronun da (dişin ağız içinde görülebilen kısmı) alınması gerekebilir.

İşlemden önce kök kanal tedavisi yapılması gerekir.

Hangi Durumlarda Uygulanır?

Kök rezeksiyonu, çok sayıda kökü olan dişlerin tek bir kökte sınırlı olan bir problemin (kök çürüğü, kırık ya da kök çevresindeki kemik kaybı) tedavisi için kullanılır.

İmplant Nedir?

Kayıp diş köklerinin yerini alabilecek materyallere implant denir. İmplantlar, kuron, köprü veya protezlerin desteklenmesinde kullanılır. Çene kemiğine cerrahi olarak yerleştirilirler. Eksik dişlerin tamamlanması için kullanılan diğer metotlara göre implantlar genellikle daha güvenilir ve doğaldır.

Eksik dişleri bulunan kişilerin yetersiz beslenmeye bağlı olarak genel sağlık durumları olumsuz etkilenebilir. Eksik dişlerden ötürü bu kişiler iyi bir şekilde çiğneme yapamaz ve her tip yiyeceği yiyemezler. Aynı zamanda diş kaybı kapanışın değişmesine neden olur ve bu da temporomandibular eklem denen çene ekleminde sorunlara neden olur. Diş kaybı nedeniyle oluşabilen konuşma bozuklukları sonucu kişilerin kendilerine olan güvenleri de etkilenir.

Eksik dişlerin bulunduğu alandaki çene kemiği zaman içinde erimeye başlar. Eğer erime miktarı fazla ise öncelikle çenedeki kemik miktarı kemik greftleri yardımı ile arttırılır. Böylece implant veya protezin uyum sağlayabileceği doku altyapısı hazırlanmış olur.

İmplantlar titanyumdan yapılan, küçük silindir şeklinde ve vidaya benzer görünümdeki materyallerdir.

Metal bir boyun olan abutment, implantın çene kemiğine yerleştirilmesinden sonra implanta vidalanır. Abutment kron, köprü ya da protez için altyapı oluşturur.

Osseointegrasyon işlemi ise tüm implantların başarısında belirleyici etki gösterir. Bu işlemde çene kemiği implant ile kaynaşır. (Çene kemiği titanyumu vücudun bir parçası gibi algıladığı için implantlar titanyumdan yapılmaktadır.)

İmplant Ve Alternatif Tekniklerin Karşılaştırılması

İmplantların birçok avantajı bulunmaktadır. Öncelikle alternatifleri ile karşılaştırıldığında çok daha rahat olduğu gözlenmektedir. Doğal dişlerinize benzemektedirler çünkü çene kemiğinize yerleştirilirler. Kendinize güvenmenize yardımcı olurlar. Protezinizin kayma, tıkırdama ya da çıkma gibi bir ihtimali yoktur. Çiğneme konusunda klasik protezlerle karşılaştırıldıklarında daha iyi oldukları açıktır. Klasik üst tam protez kullanan hastada, üst damak tam olarak kapatılacağı için tat almada azalma gerçekleşir. İmplant üstü protezde ise böyle bir problem ile karşılaşmazsınız.

İmplantların Yerleştirilmesi

İmplantlar, birkaç yıl önce kaybedilmiş dişlerin ya da kısa bir süre önce ciddi seviyedeki çürük, dişeti hastalığı, enfeksiyon ya da yaralanmaya bağlı olarak çekilmiş dişlerin yerine uygulanabilir. Bazı vakalarda dişin çekildiği anda yerine implant yerleştirilebilir. Ancak diş kökünde ve dişetlerinde ciddi bir enfeksiyon mevcutsa, diş çekiminden sonra iyileşme için birkaç ay beklenmelidir.

Başarı şansının arttırılması için, implantın uygulanacağı alandaki kemik miktarı implant yerleştirilmeden önce arttırılmalıdır. Bu işleme kemik grefti uygulanması ya da ogmentasyon adı verilir. Bunun yanında kemik grefti uygulaması implantın yerleştirildiği anda da yapılabilir. Ancak diş hekiminiz kemik grefti uygulamasını, implant yerleştirilmeden önce kemiğin iyileşmesine fırsat tanıyacak biçimde de yapabilir. İyileşme için implant yapılmadan 4-12 hafta kadar beklenmelidir. Bu sırada geçici protez ya da köprüler kullanılabilir.

Cerrahi Safhası

Cerrahi müdahaleden önce antibiyotik ve ağrı kesici almalısınız. İşlem sırasında lokal anestezi uygulanmaktadır.

Öncelikle, kemiği açığa çıkarmak için dişetinde bir kesi yapılır. Sonra kemikte implant için bir yer hazırlanır. İmplant yerine yerleştirildikten sonra dişeti kapatılarak dikişler atılır. İmplantların olması gerektiği yerde olup olmadığını kontrol etmek için işlem sonrasında röntgen alınır. Yerleştirilecek implantların sayısı ve kemik greftinin yerleştirilip yerleştirilmemesine göre işlem için gereken süre değişir. Çoğunlukla tek bir implantın yerleştirilmesi için yarım saat yeterlidir.

İmplantlar ön bölgeye yerleştirildiyse geçici protez ya da köprüler kullanılarak görüntü korunur. Cerrahi işlemden önce seçenekler değerlendirilmelidir.

Cerrahi işlemden sonra antibiyotik ve ağrı kesici kullanılması gerekir. Tükürmemeli, pipet kullanmamalı ve sigara içmemelisiniz. Bu hareketler, kan pıhtısının bozulması sonucu iyileşmenin yavaşlamasına neden olur. Dişeti dokularının yaralanmasına engel olmak için sadece yumuşak yiyecekler yenmelidir. İmplant yapılan alan bir ya da iki hafta boyunca temizlenmemelidir. Ancak ağzın diğer bölgelerindeki dişler fırçalanıp, ameliyat sahası için de diş hekiminizin önereceği antibakteriyel gargara kullanılıp bölge olabildiğince temiz tutulmalıdır.

Cerrahi işlemden 7-10 gün sonra dikişler alınmalıdır.

İmplant çene kemiğine yerleştirildikten sonra, implantın kemiğe entegre olması için birkaç ay beklemek gerekmektedir. Bu süre genellikle alt çene için 1,5 ay kadarken üst çene için 3 aydır.

Bu sırada, implantın başı dişetinin altında bulunur. Birkaç ay bekledikten sonra implant ortaya çıkarılır ve dişetine doğal bir form kazandıracak olan dişeti şekillendirici başlıkları takılır.

İmplantlar için nadiren kemiğe başarılı biçimde entegre olamama riski vardır. Bu durumda implantlar çıkartılarak, anında daha geniş olanları ile değiştirilir ya da implantlar yerleştirilmeden birkaç ay bölgenin iyileşmesi beklenir.

Restorasyon

Dişeti şekillendirici yerleştirildikten 2-3 gün sonra protez işlemlerine başlanabilir.

Cerrahi Komplikasyonları

Her cerrahi müdahale komplikasyon riski taşır. Kanama, enfeksiyon ve sinirlerde, sinüste ve nazal kavitedeki yaralanmalar bu komplikasyonlar arasındadır.